“Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder. ” demiş Goethe.
Yaptığımız veya yapmak istediğimiz yolculuklar hayallerimizin büyük bir parçasıdır. Bir yere varmak kadar yolda
deneyimlediklerimiz bizi değiştirir, seyahatlerimizi farklı kılar. Hayatımızın en öğretici ve unutulmaz hikayeleri hep yolda birikir. Gittiğimiz yerlerde günlük yaşantımızda tanışamayacağımız kadar insanlarla tanışabilir ve o yerin kültürünü, yaşantısını yerel insanlardan öğrenerek daha fazla tecrübe edinmiş oluruz. Ege’de seyahatinizi daha keyifli ve unutulmaz yapacak olan şey bana kalırsa kendinizi Ege’nin eşsiz doğasına bırakıp oraya ait hissetmek, rutin hayatınızdan sıyrılıp sadece keşfetmek.
Size bunun için birkaç öneride bulanacağım.
İlk tavsiyem, Bir hotel ya da pansiyonda kalmak yerine kendinizi Ege’nin tarifsiz kıyılarında, gizemli koylarında günün her anına tanıklık edebileceğiniz yani sadece anı hissedebileceğiniz şekilde konaklamanızdır. Eminim ki size seyahatinizde yeni bir deneyim katacaktır.
Kamp yaparak bu deneyime ulaşabilirsiniz ama daha önce yapmadıysanız ve yapmaktan çekiniyorsanız kamp
hayatını kolaylaştıran, güvenliğinizi sağlayacak ve elektrik, su gibi ihtiyaçlarınızı karşılayacak kamp alanlarını önceden araştırabilirsiniz veya bütçenize uygunsa karavan aracılığıyla da bunu gerçekleştirmeniz mümkün.
Diğer bir tavsiyem, mutlaka gideceğiniz yerlerin önceden bir listesini yapın hatta bu yerleri kalacağınız günlere göre planlayarak bölmeniz gezinizi daha verimli hale getirmiş olacak. Ayrıca ufak bir tüyo gideceğiniz tarihlerde düzenlenen konser, festival veya etkinlikleri takip edip katılabilirsiniz böylelikle hem seyahatinize kültürel anlamda zenginlik katmış olup hem de gezinizi hatırlatacak güzel anılar biriktirmiş olursunuz.
Üçüncü tavsiyem ise Ege’de ne yenileceği üzerine, bilirsiniz ege zeytinyağlıları ile meşhurdur.
Ege’nin bereketli topraklarında sayısız ot çeşidi bulunuyor. Egeliler de bu lezzetli otları zeytinyağı ile buluşturarak yıllardır vazgeçemedikleri yemeklere dönüştürüyorlar. Börülce, Şevketi bostan, Turp otu salatası gibi yörede çokça sevilen ve tüketilen lezzetlerden bir kaçıdır.
Gideceğiniz bir sahil kasabasında deniz kenarındaki masalar üzerinde bu lezzetlerden sıkça görmeniz mümkün ve bu lezzetleri tatmalısınız. Ayrıca Ege mutfağında hiç et yemeği yok sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. İzmir köfte, Sulu Muğla kebabını, Marmaris’te bulunan görebileceğiniz en güzel balıkçı köyü Selimiye’de levrek, Manisa’nın kebabı veya Bodrum ve çevresinde yiyebileceğiniz çökertme kebabı tatmanız gereken lezzetler arasında.
Son olarak ise Ege’de yapılabilecek aktivitelerden bahsedeceğim.
Kendi ilgi alanınıza göre karar verebileceğiniz çok fazla seçeneğiniz var. Efes, Afrodisias Antik Kenti, Bergama Antik Tiyatro gibi tarihi yerleri gezebilir, Dolungaz koyu, Akbük koyu veya Kargı koyu gibi muhteşem sulara sahip Ege koylarından birinde yüzebilir ve sakin huzurlu vakit geçirebilirsiniz. Sağ tarafınızda Kelebekler vadisini, sol tarafınızda ise Likyalılardan kalma tarihi eserleri görebileceğiniz Likya yolunda doğa yürüyüşü yapabilir, tekne veya yamaç paraşüdü ve safari yaparak yeni deneyimler kazanabilirsiniz. Azmak nehrinde bir tekne gezisi ile canlı akvaryumu görebilirsiniz. Size vazgeçilmez anlar yaşatacak bu rotada dilediğinizi seçebilirsiniz.
Ege’nin güzelliklerine bir çok filmden ve diziden şahit olduğumuz, insanlarının tatlılığı ve sıcakkanlılığı ile bildiğimiz, doğa denilince ilk akla gelen ve görülmeye değer manzaralar, sayısız aktivite ve çokça güzel lezzetler ile karşılaşacağınız nadir yerlerden olan Ege’yi sizlere birazda olsa anlatmaya çalıştım.
Bir akşamüstü gün batarken dostlarınızla birlikte bir deniz kenarında yemeğinizi yediğiniz sırada içinize dolan huzur size Sezen Aksu’nun ” Kalbim Ege’de kaldı ” dediği anda hep eşlik ettirecek.