Merhaba ben Burak. Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler(İngilizce) bölümü mezunuyum. Size Work and Travel programından ve kendi deneyimlerimden bahsedeceğim. Ben bu programı ilk duyduğumda lisede okuyordum. Sınıf arkadaşımın abisi katılmış ve ben o sayede öğrenmiştim.
Çok fazla ilgimi çekmişti ama daha sonrasında bu düşünceyi üniversite sınavı gibi bir canavarla mücadele etmek için rafa kaldırmıştım. Tabi üniversiteye başladıktan sonra yavaş yavaş bu program hakkında araştırma yapmaya başlamıştım. Okudukça araştırıyor, araştırdıkça daha çok okuyordum.
Sözlükler, bloglar youtube içerikleri, facebook grupları derken program hakkında yeterince bilgi edindiğimi düşündükten sonra Amerika’daki sponsorlar ve Türkiye’deki şirketler hakkında araştırma yapmaya başladım. Bu konudaki en büyük tavsiyem şu olacak ki bütün her şey Amerika’daki sponsorda bitiyor.
Türkiye’de şirket seçimini yaparken Amerika’da beraber çalıştıkları sponsorlara göre tercih yapmanız daha sağlıklı ve uygun olacaktır. Çünkü Amerika’da bulunduğunuz ilk andan itibaren her şeyinizle onlar ilgilenecek ve yardımcı olacaklar.
Ben bu programa 2017 ve 2018 senelerinde olmak üzere 2 defa katıldım. İlk sene katıldığımda 2. sınıftaydım. 2017 senesinden başlarsak şirket tercihimi yapıp mülakatlarımı tamamladıktan sonra iş tekliflerini beklemeye başladım. 10-15 gün içinde de ilk iş tekliflerimi aldım ve gerekli inceleme ve araştırmaları yaptıktan sonra tercihimi Montana’daki bir iş için kullandım.
Tercih ettiğim iş için de yaptığım mülakattan kabul alınca vize randevusu aldım ve İstanbul’daki Amerikan konsolosluğunda vize görüşmesine girdim. 3-5 dakikalık görüşmeden sonra görevli vizeyi aldığımı söyleyip iyi bir yaz tatili dilemişti.
Vize görüşmesi öğrencilerin en büyük kabusu olabiliyor ama rahat olup kendinize güvenin. Bu sayede rahatlıkla vize alabilirsiniz. Vizemi aldığım gün uçak biletimi de alıp sadece uçacak olduğum günü beklemeye başladım. O gün geldiğinde bekleme süreleri hariç toplamda 16 saat süren uçuşla MT’nın Bozeman şehrine inmiştim.
Benim için gerçekten heyecan verici bir hayatın ilk zamanlarını yaşıyordum:) Havaalanından sonraki ilk durağımız Walmart olmuştu. Gerekli olan alışverişi yaptıktan sonra çalışacak olduğum otele hareket ettik.
Yol boyunca izlediğim manzara gerçekten nefes kesiciydi ama ben yol yorgunluğu sebebiyle daha fazla dayanamayıp uyumuştum. Jetlag etkisi sebebiyle tamı tamına 18 saat uyumuştum. Güzelce dinlendikten sonra çalışmaya ve tabi ki orada olup çalışan insanlarla tanışmaya başladım. İlk başlarda çekincem ve endişelerim vardı ama o insanlar sayesinde hepsini çok kısa sürede aştım ve kaynaştım. Zaman hızla akıp giderken yoğun bir sezon oluyordu ve biz çok çalışıyorduk. İş yorucu olsa da çalışma ortamı ve arkadaşlar sayesinde keyif verici bir hal alıyordu.
Montana’nın büyüleyici ve soğuk bir havası vardı.15 Eylül 2017’de kar yağmıştı. Doğayla iç içe olmayı sevenlerin gitmesi gereken bir lokasyon diye düşünüyorum. Fakat şöyle ufak bir uyarıda bulunayım. ‘Orası aynı Karadeniz gibi, o kadar uzağa gitmene gerek yoktu.’ şakalarına fazlasıyla maruz kalabilirsiniz.
Ağustos ayına geldiğimizde yavaştan travel planları yapmaya başlamıştım. Dönüş biletimi San Francisco’dan kestirdiğim için Batı yakasını kapsayan bir plan istiyordum. Sosyal medya üzerinden yol arkadaşı arayıp buldum ve kararlaştırdığımız tarihte Las Vegas’ta buluşup yollara vurduk kendimizi.
Yaklaşık 12-13 günlük gezimizde sırasıyla Las Vegas, San Diego, Los Angeles ve San Francisco’yu gezdik. Her şehir ayrı güzel ve büyüleyici. Yol arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra orada yaşayan bir
akrabam sayesinde 2 gün silikon vadisini gezdim.
LinkedIn, Google ve Apple gibi dünya çapında iş yapan şirketleri gezmek keyif verici bir deneyimdi benim için.
Ve ne yazık ki her güzel şey gibi bunun da bir sonu vardı ve 2017 yazı benim için unutulmaz hatıralarla dolu bir sene olmuştu. İş yerimden ayrıldığım gün otel müdürüyle son kez konuşurken seneye de gelmek istersem job offer yollayabileceğini söylediğinde çok mutlu olmuştum.
Türkiye’ye döndükten 2-3 gün sonra kendisine email atıp job offer rica ettim ve döneli daha 1 hafta olmadan ben 2018 yazı için işimi ayarlayıp şirkete yeniden kaydımı yaptırmıştım. Aynı yeri tercih etmemin en büyük sebeplerinden biri almış olduğum job offer idi.
Bu sayede program için daha az ödeme yapmıştım. Yine vize mülakatını ve uçak biletini hallettikten sonra uçuş tarihini beklemeye başladım. Yeni tanıştığım herkes Burak sen misin? diye soruyordu. Eskiler yenilere sürekli benden bahsetmişler. Ünlü olmuşuz haberimiz yok:) Yaptığım en iyi şeyi yapıp çalışmaya başladım.
Tabi bu sefer sezon önceki sene kadar yoğun olmadığından dolayı daha az yorularak çalışıyorduk. İzin günlerimde yaptığım uzun doğa yürüyüşleri ve ata binme etkinlikleri de keyif vericiydi. Kendime daha fazla vakit ayırabiliyordum.
2017 senesinde ziyaret edemediğim Yellowstone Milli Parkını ikinci senemde ziyaret edebilme fırsatı bulduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Zaman yine çok hızlı geçmiş ve ben 2. evim saydığım yerden yine ayrılmak zorunda kalmıştım. Bu sefer rota New York idi.3 gün NYC’i gezdikten sonra ülkeye geri döndüm ve ikinci WAT maceram da bu şekilde bitmiş oldu. Sabredip okuduğunuz için teşekkür ederim.
BURAK ile iletişime geçmek isterseniz https://www.instagram.com/burockobama