Merhaba,
Ben Lefke Avrupa Üniversitesi, Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Sizlerle biraz bu tecrübemi ve sizlerin de bunu nasıl deneyimleyebileceğinizden bahsetmek istiyorum. EVS/ESC, Gençlik Değişimi programları çevremdeki insanlardan sıkça duyduğum fakat üzerinde durmadığım konulardı. Daha sonra bir arkadaş tavsiyesi ile çeşitli web sitelerinde, instagram sayfalarında bu konularda duyarlı ve projeler paylaşarak insanları bilgilendiren, kar amacı gütmeyen sayfalar, kuruluşlar olduğunu gördüm. Bu kuruluşlar en büyük ve faydacı olanının ERASMUSGRAM olduğunu fark ettim. Uzun süre bu sayfayı takibe alarak kendime en uygun projeyi bulma konusunda araştırmalar yaptım. Okuduğum bölümle bağlantılı ve bana en uygun olanı olmalıydı. Çok sürmeden Esc/Bulgaristan projesi gözüme çarptı. Bu proje Bulgaristan’da bir rehabilitasyon merkezinde 2 aylık çalışmayı kapsıyordu. Daha öncesinde yaptığım staj programları ve okuduğum bölümün çalışma alanlarını düşündüğümde bana uygun olacağını düşünerek projeye başvurdum. Sonra gönderici kuruluş benimle irtibata geçmek istedi ve yaptığımız görüşmeler sonrasında bu programa kabul edildiğimi gösteren bir mail aldım. Benim için Bulgaristan macerası başladı.
Bordo pasaporta sahip olduğum için Bulgaristan vizesi almak zorundaydım, yaklaşık 2 ay evrakları toplayıp vize başvuru yaptıktan sonra yola çıkmak için hazırdım.
Yolculuğum Adana’da yaşadığım için öncelikle Adana-İstanbul ve İstanbul-Pazardzhık olarak gerçekleşti. Yola çıktığım günün gecesi Bulgaristan’da oldum ve rehabilitasyon merkezinin sahibi beni alarak bir grup evine yerleştirdi. Bu evde dünyanın birçok yerinden gelen gönüllüler hep beraber kalıyordu. Fakat 2 grup evi olduğu için toplam gönüllü sayısı çok daha fazlaydı.
Bulgaristan para birimi leva orda olduğum süre boyunca leva cinsinden aylık cep harçlığı aldım(2 leva neredeyse 1 euro’ya eşit). Hafta içleri rehabilitasyon merkezine gidip, hafta sonlarımı ise yeni yerler keşfetmeye farklı şehirleri gezmeye harcıyordum.
Orada bulunduğun ikinci ayda haftanın belirli günleri kültür geceleri yaptık, bu gecelerde herkes kendi kültürünün ürünlerini, özelliklerini sergiledi. Rehalitasyon merkezinde bireylerle artık çok yakın olmuştuk onlarla faaliyetler yapıp eğleniyorduk. Orada bulunduğum süre boyunca Bulgaristan’ın birçok noktasını gezme şansım oldum fakat benim favori şehrim Plovdiv kentiydi genç nüfusu eğlenceli mekanları ve gezilecek güzel yerleri çok ilgimi çekmişti. Plovdiv’den tatlı bir kare bırakıyorum aşağıya;
Bulunduğum rehabilitasyon merkezinde çalışanlara hediye ve moral vermek maksadı ile yılda bir kere otelde eğlenceli bir gece düzenleniyormuş. Çok şanslıydım ve orada bulunduğum sürede bu güne denk geldim, tüm rehabilitasyon merkezi çalışanları ve gönüllüler hep beraber otele gidip eğlendik ve bir gece konakladık.
Orada kaldığım süre boyunca Bulgarca,Fransızca ve İtalyanca kelimeler öğrendim bir çok yeni yer ve yeni şey keşfettim. Oradan dönmek benim için oldukça zor oldu ama şundan eminim ki orada şuan bir ailem daha var. Başvuru koşulları ve sağlanmakta olan imkanlar gönderici kuruluş ve bireysel farklılıklara göre değiştiği için bu konularda net bilgiler vermekten kaçınıyorum.